Bulut ölçeklenebilirliğini otomasyona bırakmak

Otomasyon harika bir araçtır. Bir sorunu bir kez çözmek yerine, herhangi bir insan gerekmeden değişen ihtiyaçlara otomatik olarak uyum sağlamak için bir çözümü otomatikleştirebilirsiniz.

Bulut ölçeklenebilirliği bunun en iyi örneğidir. Artık depolama ve bilgi işlem gibi sonlu statik kaynakları manuel olarak sağlamamız gerekmiyor. Bunun yerine, geliştiricilerin veya mimarların düşünmesine gerek kalmadan ihtiyaç duyulan kaynak sayısından yararlanabilen (genellikle bizim için sağlanan) otomasyonu kurduk.

Otomatik ölçeklendirme mekanizmalarının sayısı ve türleri büyük ölçüde farklılık gösterir, ancak sunucusuz, otomatik ölçeklenebilirliğin en iyi örneğidir. Sunucusuz bilgi işlem artık depolama ve bilgi işlem kaynağı sağlama gibi standart altyapının bir parçası olduğu için, artık kapsayıcıların, veritabanlarının ve ağ oluşturmanın da bir parçası. Eskiden statik olarak yapılandırılan birçok kaynak, artık işi yapmak için gereken tam kaynak sayısını “sihirli bir şekilde” yapılandırabilir ve sağlayabilir ve kullanımdan sonra bunları havuza geri döndürebilir.

Çok yakında, bulut sağlayıcılarının hepsinin sunucusuz olduğu ve sunucusuz bulut hizmetlerinin her ay arttığı göz önüne alındığında, sunucusuz olmayan kaynakların sayısını listelemek daha kolay olacak. Sunucusuz bilgi işlem pazarının tahmini değeri 2020’de 7,29 milyar dolar. Ayrıca, 2021-2028 dönemi için yıllık %21,71’lik bir bileşik büyüme oranını sürdürmesi bekleniyor. Sunucusuz yazılımın 2028 yılına kadar 36,84 milyar dolarlık bir değere ulaşması bekleniyor.

O halde sorulacak soru, ölçeklenebilirliği sunucusuz ve bulutta yerel otomatik ölçeklendirme gibi otomatikleştirilmiş süreçlere bırakarak, harcama ve kaynak kullanımı açısından her zaman uygun maliyetli ve tamamen optimize edilmiş miyiz?

Tabii ki, bu karmaşık bir konu. Nadiren tek bir doğru yol vardır ve ölçeklenebilirlik ile ilgili otomasyon bir istisna değildir.